Ülker Piriyeva – AZERBAYCAN
Azerbaycan Parlamentosu Milletvekili Meşhur Memmedov, Azerbaycan devleti, üçlü Deklorasyonun tüm hükümlerini yerine getiriyor – Diye tarihe not düştü.
Milletvekili Meşhur Memmedov – Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Bağımsız Devletler Topluluğu Devlet Başkanları Konseyi’nin 14 Ekim’de Astana’daki toplantısında yaptığı konuşmada, Minsk Grubu’nun 28 yıllık faaliyetinin bir kez daha sıfra eşit olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Aliyev’in dediği gibi, bu kurumun asıl amacı çatışmayı çözmek değil, dondurmaktı. Evet, müzakereler, ihtilafın uzun yıllar çözülmeden kalması için sadece bir örtüydü. Anlaşmazlığın Minsk Grubu tarafından değil, Azerbaycan tarafından uluslararası hukuka uygun olarak, BM Şartı’nın her ülkenin kendini savunma hakkına sahip olduğunu şart koşan 51. maddeye uygun olarak hall edildi.
Nitekim Eylül ayında Azerbaycan-Ermenistan sınırındaki topraklarda silahlı çatışmaların nedeni Azerbaycan’a yönelik terördür. Mayın terörü ve keskin nişancı terörü devam ediyor. 2. Karabağ savaşının sona ermesinden sonra işgal sırasında gömülü mayınların patlaması sonucu 250’den fazla Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetmiş veya ağır yaralanmıştır.
6 Ekim’de, “Avrupa siyasi birliği”nin yeni platformu çerçevesinde, Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Fransa Cumhurbaşkanı, Ermenistan Başbakanı ve Avrupa Birliği Konseyi Başkanı’nın katılımıyla Prag’da dörtlü bir toplantı düzenlendiğini belirtmek isterim. Ayrıca görüşme sonucunda, Avrupa Birliği’nin 40 kişilik sivil misyonunun Ermenistan-Azerbaycan sınırına yakın Ermenistan topraklarına gönderilmesine karar verildi. Ancak daha sonra sayılarının 50 kişi olacağı öğrenildi. Evet, bu misyonun amacı taraflara sınırların çizilmesinde ve sınırlandırma ile ilgili konuların tanımlanmasında yardımcı olmaktır. Misyon, Ermenistan topraklarında, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nün sorumluluk alanında bulunacak.
Ancak şu anda AGİT Minsk Grubu’nun arabuluculuk misyonuna ihtiyaç yok. Azerbaycan, Fransa Cumhurbaşkanı’nın katılımı da dahil olmak üzere dörtlü bir toplantı yapmayı kabul etmesine rağmen, Fransa’nın Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki ilişkilerle hiçbir ilgisi yoktur. AGİT Minsk Grubu eşbaşkanı olarak Fransa’nın arabuluculuk misyonu olduğunu ancak Karabağ sorunu çözüldüğü için Minsk Grubu’nun hizmetlerine ihtiyaç olmadığını belirtmek isterim.
Milletvekili Meşhur Memmedov – Bundan sonra, Fransız hükümetinin bu tutumu çerçevesinde Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesinde Fransa’nın herhangi bir rol oynama ihtimalini görmüyoruz. Ancak Azerbaycan’ın gösterdiği iyi niyete rağmen, Prag’daki görüşmeden bir hafta sonra Fransa Cumhurbaşkanı aşağılayıcı, kabul edilemez, yanlış ve kışkırtıcı açıklamalar yaptı. Bu açıklamalarda Azerbaycan’ın korkunç bir savaş yürüttüğünü söyledi.
Gerçekleri manipüle ederek Fransa’nın ve dünya toplumunun kafasını karıştırmaya çalıştı. Azerbaycan’ın uluslararası alanda tanınan kendi topraklarında bir savaş yürüttüğünü belirtmeliyim. Karabağ, tüm dünya tarafından Azerbaycan’ın ayrılmaz bir parçası olarak tanınmaktadır. Meşru müdafaa hakkımızı kullanarak güç hesabına toprak bütünlüğümüzü restore ettik.
Ne yazık ki sadece Fransa cumhurbaşkanı bu iftiralardan memnun kalmadı, Fransız dışişleri bakanı da Azerbaycan’a karşı yanlış açıklamalar yaptı. Fransız Senatosu ve alt meclisi, İkinci Karabağ Savaşı sırasında sözde “Dağlık Karabağ”ı tanıyan kararları kabul etti. Kasım ayı ortasına Fransız Senatosunda Azerbaycan aleyhine bir karar daha hazırlanıyor. Fransa’nın mevcut liderliği, öncekilerden farklı olarak, tüm başarılı işbirliği deneyimimizin üzerinden çizgi çizdi. Böylece Azerbaycan’ın Paris’teki büyükelçiliği iki kez basıldı. Fransa Cumhurbaşkanı, ilk saldırının ardından bunun bir daha yaşanmaması için tedbirler alınacağına söz verdi. Ama bu doğru değildi. İlk vandalizm eylemi ve büyükelçilik binasına girmeye çalışılmasının ardından Azerbaycan büyükelçiliği önüne yerleştirilen koruma kaldırıldı. Muhafız kaldırılır kaldırılmaz, ikinci bir baskın girişiminde bulunuldu. Aşağılayıcı yazılar vardı, Azerbaycan büyükelçiliğine saldıran dengesiz radikallerden oluşan bir kalabalık vardı. Bu kesinlikle kabul edilemez ve tüm diplomatik sözleşmeleri ihlal ediyor.
Ermenistan tarafından Azerbaycan’ın Lübnan’daki büyükelçiliğine ve ABD’deki büyükelçiliğe karşı provokasyonlar yapıldığı biliniyor. ABD’deki Azerbaycan Büyükelçiliği’ne ait son saldırı ve terör eyleminin görüntüleri var. ABD, Fransa ve Azerbaycan’ın teröre maruz kalabilecek diplomatik temsilciliklerinin bulunduğu diğer ülkelerin hükümetlerini sorumlu olmaya ve uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyoruz. Tabii ki terör ve vandalizm eylemlerinin Ermenistan tarafından organize edildiğine şüphe yoktur. 1990’larda, Ermeni özel servisleri tarafından 32 terör eylemi işlendi, böyleki metrolarda, otobüslerde, vapurlarda ve trenlerde onlarca patlamalar. Bu terör eylemleri sonucunda 2000-den fazla barışçıl Azerbaycanlı sivil öldü.
Ancak Azerbaycan’a karşı kampanya yürütenler, on bin kilometrekarelik alanda neredeyse sağlıklı yapı kalmadığını unutuyor, 67 camiden 65’i yıkıldı. Müslümanların kutsal yerlerine hakaret eden, camilerde domuz ve inek besleyen görüntülere de internette rastlamak mümkün. Kuşkusuz, tüm bunlar Azerbaycan halkına ve tüm Müslüman alemine yönelik aşırı nefretin göstergesidir.
Kasım 2020’de Rusya Federasyonu’nun arabuluculuğunda üçlü bir Deklarasyon kabul edildi. Azerbaycan, Bildirgenin tüm hükümlerini yerine getirmektedir. Ayrıca Ermenistan’dan Karabağ’a engelsiz erişim sağlıyor. Ermenistan Deklarasyonun kendisine düşen kısmını uygulamamaktadır. Azerbaycan’ın ana bölümünden Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne engelsiz erişim sağlamamaktadır. Ancak bu onun yasal yükümlülüğüdür ve henüz Ermeni silahlı kuvvetlerini Azerbaycan topraklarından çekmemiştir. Ancak şunu belirtelim ki Kasım 2020 Bildirisi’nin bu iki önemli noktası hayata geçirilmezse yeterli önlemleri almaktan başka çaremiz kalmayacak. Evet, Karabağ Azerbaycan’dır ve Karabağ’ın Ermeni nüfusunun hakları ve güvenliği Azerbaycan Anayasasına göre sağlanacaktır. Sayın Cumhurbaşkanı’nın da belirttiği gibi Azerbaycan kendi iç meselelerini hiçbir tarafla görüşmeyecektir.
